|
Bir şehir var yaylada, tey yücelerde; Karlı dağlara sırtını, gönlünü bir garip sevdaya vermis Esen rüzgarları hudutsuz, Uçan kusları hürriyet dermiş Bembeyaz sabrına bürünüp, ovaların, Dağlarınca heybetli, yıldızlarınca umutlu, Bir eli tüfeginde, bir eli şakağında Hudut beklermiş tabya başında Kapılarından akmış kervanlar oluk oluk İpek yüklü, bahar yüklü, Hind'in Yemen'in kervanları Erzurum, Van - Erzurum, Van Diye ötermiş çanları Maniler yakılmış, Erzurum ekin ekin Türküler koşulmuş Erzurum çarsı pazar Sen ağlama demiş canikom, kirpiklerin ıslanır Ben ağlimki, deli gönül uslanir Bile yazılmış kaderi yiğidiyle toprağım Bir soluk dinlenmeden didinmişler, durmuşlar Felegi hicveylemiş Nef'i, kayalar misali Sularınca ah çekip yollara düşmüş Emrah |
Yıllarca dertli Kerem, Aslı'nın peşinde Dağ degil, Palandöken göz dağıdır Yücesine kurulmuş camileri seslenir Duasında mümindir Çifte Minareler Üç Kümbetler masalda Selçuk'un üç dilberi Şahlanan bir gururdur, beri yanda Aziziye Sanatin çiçek açan bahçesi, Yakutiye Hele dadaş, adan gurban Ufaktan bir türkü çaldır, Hasret yüklü sesinle Yaz gelende çıkarlar mı Yayla Başına Semaverler tütende çermik yolunda, Al-yeşil giyinir, allanır mı tazeler Kaytan bıyıkli dadaşlar, kolkola mi gezerler Davul-zurna küte küt nabızlarimda vurur bazı At oynatmak diler gönül, bir cirit meydanında Düşlerimde her gece su içerim Yazıcı'dan Anam bazı Nenehatun, ben Erzurum dadaşı Bir şehir var yaylada Bulutlara deger başı Gönlümde sevdanın dumanı tüter Rüzgarları hudutsuz Uçan kuşları hürriyet, hürriyet diye öter |