Dadaşa yakışır gibi davranalım

Öztürk AKKÖK

BU hafta da spor yazısı yazacağım. Kafamdan geçenleri ise, Antalyaspor maçından bir gün önce orta yere seriyorum.
Erzurumspor’un deplasmanlarda şimdiye kadar gösterdiği performansı göz önünde tutuyor, dolayısıyla pek de umutlu bakmıyorum bu maça...
Umarım yanılan ben olurum, umarım Erzurumspor, puana acil ihtiyaç duyduğu şu günlerde, bu zorlu deplasmandan puan ya da puanlarla döner...
Umarım alınacak sürpriz bir sonuçla havalara sıçrar ve de utanırım...
Evet, gerçekten utanmak istiyorum, çünkü artık gına geldi. Ne kadar deplasman maçı oynadık bilemiyorum da, topladığımız topu topu 4 puan.
Vallahi bu ayıp da bize yeter...
Ayıp dedim de, birden geçen hafta oynadığımız Galatasaray maçı geldi aklıma...
İzleyenlere sesleniyorum: O maçı şöyle bir hatırlayın lütfen...
Utanç manzaraları gelecektir gözünüzün önüne...
Taraftar olarak ne yapmaya çalışıyoruz, anlamış değilim...
Sahanın ortasında yanlış karar veren hakeme, ya da iyi oynamadığından dolayı sinirlendiğimiz bir futbolcuya göstereceğimiz tepkiyi, neden döner de İstanbul’dan gelen basın mensuplarına gösteririz anlamak mümkün değil...
Efendim onlar “taraflı” yazıyorlarmış...
Yerden-göğe kadar haklı bir tespit. Ama bu, bilinmeyen bir şey değil ki!
Aslında gazeteci tarafsız olmalı... Bir basın mensubunun tutacağı bir futbol takımı, ya da en azından sempatik gözle baktığı siyasi bir parti veya lideri elbette vardır, olmalıdır da...
Buraya kadar bir anormallik yok. Asıl anormallik, o gazetecinin, yazılarıyla, yorumlarıyla taraf olduğunu ortaya koymasındadır.
Biz sanıyorum yorumlarını taraflı yapıp, yazılarının büyük kısmını Galatasaray’a ayırdıklarından dolayı tepki gösteriyoruz basın mensupları ya da köşe yazarlarına...
Tepki göstermekte haklıyız elbet, hem de sonuna kadar.
Bir ayrıntı var ki, işte onu gözden ırak tutuyoruz o kadar...
Sadece üslup yanlışlığı yapıyoruz yani...
Bu da çok çok önemli bir yanılgı ama...
Doğru olan nedir söyleyeyim mi?
Tepkimizi sahada, basın tribününe dönüp, ana-avrat küfrederek göstereceğimize, o yazarların yazdığı gazeteleri almamakla protestomuzu yaparız olur, biter.
Ama yok, Erzurumspor ile ilgili tek satır yazı yamadıklarını bile bile koşup gazete alıyor, sonra da sinirleniyor, yetmiyor bir de ağıza alınmayacak küfürler sarfediyorsak...
Benim de söyleyecek başka sözüm olamaz...
Sizden bir ricam var...
Bakın şu memleketin umumi manzarasına...
Hani ne derler; Ölmüşüz de ağlayanımız yok...
Kalkınmak, sorunlarımızdan arınmak, istediğimiz seviyeye gelebilmek için herkesin desteğine ihtiyacımız var değil mi?
Başta da basının...
Diyelim ki, ellerindeki kalemlerini zaman zaman çok kötü bir biçimde kullanan o yuhaladığımız insanlar, yazılarında Erzurumspor’u değil de, Erzurum’u ve bizleri, hepimizi yerden yere vursalar, karalasalar, iyi mi olur?
İsteseler yapamazlar mı yani, ne kazanırız peki?
Lütfen aklımızı başımıza toplayıp, daha akılcı hareket edelim. Unutmayalım ki, burası Erzurum...
Dadaşların, yiğit ve mert insanların çokca yaşadığı bu kentte hepimiz, adımıza yakışırcasına hareket edelim olmaz mı?




Birinci Sayfa